Kanamaktan yorulmuş bir yaralar. Bir tarafta kanaması dur durak bilmeden devam eden “kadın” diğer bir tarafta kendi kanamasını durdurabilmesine mahal verilmeyen “sağlık çalışanı”. 13 Mayıs 2022 günü Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından çeşitli görseller, medyaya sunuldu. Görseller, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkindi.
Kadına yönelik şiddet ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda kanayan yaraların durdurulabilmesi için 118 milletvekilinin imzasını taşıyan Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından sunulan habere göre TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Okumakta olduğunuz yazı 3 farklı kanunda değişiklikler barındıran ilgili kanun teklifinin kadına şiddete yönelik içerdiği düzenlemeler hakkındadır.
1- Kravatlı İndirim Olarak Bilinen Taktiri İndirim Nedenleri
5237 sayılı Kanun 62. maddesi ile ceza yargılamasında hakime tanınan taktiri indirim nedenleri hükme bağlanmıştır. İlgili kanun maddesi vesilesiyle taktiri indirim nedenlerine hükmedilmesi halinde fail hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapise; müebbet hapis cezası, yirmi beş yıl hapis cezasına; diğer cezalar ise 1/6 oranında indirilebilmektedir.
Taktiri indirim nedenleri hakimlerin yargılamada kat’i biçimde uygulamasını gerektiren bir hüküm değil, hakim taktirine bırakılmış bir yetkidir.
İlgili maddenin 2. bendi ile takdiri indirim nedeni olarak; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar” ifadesi yer almaktadır.
Kanunlaşması beklenen değişiklik ile ise taktiri indirim nedenlerinin şu şekilde olması beklenmektedir: “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”
Kanun teklifinde bu yer alan açıklamalardan hareketle işbu değişiklik ile beklenen sonuç ise failin duruşmada pişman olduğunu söylemesi veya yargılama mercilerine karşı saygılı tutumunu ifade eden kılık ve kıyafeti dikkate alınarak verilecek cezada indirim yapılmaması imiş.
Kanun maddesinden “gibi hususlar” ifadesinin çıkartılması ile ceza yargılamasının psikolojik ağırlığının dikkate alınmasında daha da zayıflamaya yol açılacağı tarafımca açıktır. İlgili konuda Kanun eli ile tahdidi sayım yapılması, somut olaya ilişkin sair pek çok hususun atlanabilmesi tehlikesini doğuracaktır.
Öte yandan elbette pişmanlığın yalnız bir sözel beyanı yahut iyi giyimli olmak ile failin cezasında indirime gidilmesi taraftarı değilim. Fakat halihazırda hiçbir failin de kravatları ile duruşma salonuna gelmesi ile yahut salt gök kubbede yankılanan “pişmanım” kelimesi ile failin taktiri indirim alabileceğine ilişkin bir hüküm bulunduğu da söylenemez.
5237 sayılı Kanunun 62. maddesine ilişkin kanunlaşması beklenen diğer bir değişiklik ise 5237 sayılı Kanunun 62. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.” ifadesinin “Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.” şeklinde değiştirilmesidir.
Her ne kadar editöryal bir bakış ile ele alınmadığından dolayı okumakta olduğunuz yazının tamamı için %100 bir güvence veremesem de bir üstte okumuş olduğunu tek cümlelik paragraf tüm hatları ile doğru ifadeler ile kaleme alınmıştır.
2- Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Halleri
5237 sayılı Kanun’un 81. maddesi Kasten Öldürme Suçunu düzenlemektedir. Kasten Öldürme Suçu kanuni şekli ile “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde ele alınmıştır. Aynı Kanunun 82. maddesinde ise Kasten Öldürme suçunun nitelikli halleri sayılmış olup bu hallerin var olduğu Kasten Öldürme Suçlarının ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yaptırıma bağlandığı görülmektedir.
Kasten öldürme suçunun ağırlaştırılmış müebbet gerektiren görünümleri kasten öldürme suçunun;
Tasarlayarak,
Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,
Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
Kan gütme saikiyle,
Töre saikiyle işlenmesi halleridir.
Yasalaşması beklenen Kanun Teklifi ile kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali bu suçun nitelikli halleri arasına alınmaktadır. İşbu değişik ile amaçlanan ise kadına karşı şiddet eylemleriyle daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması imiş.
Yani görüneni görecek olur isek kasten öldürme suçunun kadın cinsiyetini haiz bireye karşı işlenmesi halinde failin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile karşılaşması beklenecektir.
Kriminoloji ve sair bilimsel alanlar vesilesiyle bilinmektedir ki suç karşılığı verilecek cezaların artırılması tek başına suçla mücadele için etkin bir yöntem değildir. Bir suçun tek başına cezasının artırılmasının; o suçun işlenmesini azaltacağı düşüleceği gibi suçun niteliğine göre suçun işlenmesinde bir değişiklik yaratmaması ihtimali de düşünülmelidir. Öte yandan yine tek başına bir suçun cezasının artırılmasının, suç işleme niyeti bulunan kimseleri cezası artırılmayan suçlara meylettirme ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır.
Öte yandan Kanun maddesinde salt cinsiyet bazlı bir düzenlemeye gidilmesi de sair hukuki mevzular bakımından düşündürücüdür.
3-Kasten Yaralama, Tehdit, Eziyet, İşkence Suçlarının Kadına Karşı İşlenmesi Halinde Cezalarının Artması
Kanunlaşması beklenen yasa teklifi ile 5237 sayılı Kanunda düzenlenen aşağıdaki suçların kadına karşı işlenmesi halinde,
Kasten Yaralama Suçunun (TCK m. 86)cezasının alt sınırı 4 ay hapis cezasından 6 ay hapis cezasına,
Tehdit Suçunun (TCK m. 106) cezasının alt sınırı 6 ay hapis cezasından 9 ay hapis cezasına,
Eziyet Suçunun (TCK m. 96) cezasının alt sınırı 2 yıl hapis cezasından 2 yıl 6 ay hapis cezasına,
İşkence Suçunun (TCK m. 94) cezasının alt sınırı 3 yıl hapis cezasından 5 yıl hapis cezasına çıkartılması bekleniyor.
4-Israrlı Takip Suçunun Müstakil Bir Suç Olarak Düzenlenmesi
Pek çok zamandır hakkında toplumsal bir beklenti de oluşan ısrarlı takibin müstakil bir suç olarak düzenlenmesi hususu nihayet sübut bulmuş oldu.
Israrlı takip niteliğini haiz eylemlerin mağdurları 5237 sayılı Kanun kapsamında sair suçlar ile korunmaya çalışılmakla birlikte 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yöneldiği sujelerin arasında ısrarlı takip mağdurları da bulunmaktadır.
Yukarıda belirtili ısrarlı takip mağdurlarının koruma altına alındığı belli düzenlemeler bulunmakta ise de gelinen toplumsal hal içerisinde ısrarlı takip nitelendirmesine sahip olabilecek eylemlerin çeşitliliği ve meydana geliş biçimleri artmışken müstakil bir suç olarak ısrarlı takip kavramının ele alınması gerektiğini düşünenlerdenim.
Toparlayacak olursak; toplumsal anlamda salt bir cinsiyet belirteci olmaktan çok öte anlamlar taşıyan “kadın” kavramı üzerine düşünmek, üzerine aktif çalışmalar yapmak elbette olumlu niteliğini haizdir. Fakat belirtmek lazım gelir ki olumluluk, peşinde her daim yeterli yahut mantıklı niteliğini taşımaz.
Peşin hükümlü konuşmak çok mümkünken ve yazı boyunca uygulaması görülmemiş düzenlemeler hakkında fikirlerimden bahsetmişken, yanlışlıktan sakınıp, topu uygulamaya bırakmak en doğrusu olacaktır. Unutmamak gerekir ki asıl anahtar kavram uygulamadır.
Nefesinde rahat bir yaşam barındıran kadınların yaşadığı bir toplumun ferdi olmak dileğiyle…
Av. Ercüment YÖNDEM
15.05.2022